Ali Şîr Nevaî’nin Nesim-ül Huldu Ali Şîr Nevaî’nin Nesim-ül Huld adlı müstakil bir eser olan kasidesi Hâkânî-i Şirvânînin kimi kaynaklarda Bahrü’l-Ebrâr kimi kaynaklarda ise Mirat-ül Sefa olarak belirtilen kasidesine naziredir. Bir kaside şairi olan Hâkânî-i Şirvânî kasidelerindeki methiyeleriyle zamanında ün kazanmış bir şairdir onun aile bireylerini kaybettikten sonra yaşadığı ruhsal travma gönlünde övmeye dair her şeyi tasfiye etmiş ve Hâkânî bu ruhsal travmadan sonra onun sanat ve şiirlerinde bir kırılmayı ve yeni bir idrak biçimini ifade eden Bahrü’l-Ebrâr’ı kaleme almıştır. Bahrü’l-Ebrâr bir kaside olmasına karşın klasik kasidenin hiç bir unsuruyla bağdaşmayan bir dizge içerir Hâkânî-i gönlünün bir şeyh, akıl ve fikrinin de bu şeyhin önünde bir öğrenci gibi durduğu bir okul ortamı kurgulayarak kendi gönlünden hareketle varlık ve hakikatin sırlarına ulaşmak ister ulaştığı bu yeni bilinçle hayata baktığında Hâkânî de dünyanın faniliğine dair bir anlayış methiyenin yerine geçmiş olur. Bu hayatta her şey boş geçici ve fânidir bu dünyanın sahte vaat ve lezzetlerine kuvvetli bir şekilde kapılmış halde bulunanlar hırs ve çıkarlarının peşinde koşan basit insanlardır. Hâkânî bu eserde dünya ile temasın insanın manevi yükselişine engel olduğunu ele alır ve ruhsal tekâmülün bu problemin çözümünden sonra oluşacağını söyler bunun için de hayatı sade bir derviş gibi yaşamalı gönlü hırs ve tamahlardan zihni de dünyaya ilişkin fikirlerden temizlemenin gerekliliği üzerinde durulur. Hâkânî’nin bu eseri kendisinden sonra çok önemli bulunmuş ve yeni bir bilinç ve idrak sıçraması ihtiva eden bu esere İslam coğrafyasındaki muhtelif şairler tarafından nazireler yazılmıştır. Ona nazire yazan şairlerden birisi de Ali Şîr Nevaî’dir. Ali Şîr Nevaî, Hâkânî’nin adı geçen öncü kasidesine Nesim-ül Huld adıyla bir nazire yazmıştır. Hâkânî’nin kafiyenin son harfi itibariyle Şınıye Kasidesi olarak da bilinen bu eserine Ali Şîr Nevaî de yine aynı vezin ve kafiyeyle bir Şınıye ile cevap vermiştir. Ali Şîr Nevaî’nin eseri de yine Hâkânî’nin kurgusuna paralel olarak akıl piri ve aşk muallimini bir ilk mektepte öğrenci olarak ele alır ve onların eğitimleri için felek çarkı dönmeye devam eder. Bu okulda diğer okullardan farklı olarak mana eğitimi verilmektedir işte bu mana yani irfani eğitim akıl ve aşkı yeni bir bilinçle eğiterek onları istenen olgunluk düzeyine götürecektir. Bu bildiride Ali Şîr Nevaî’nin eserindeki fikirler dizgesi üzerine durularak Hâkânî’nin eseriyle kıyası yapılacak ve bu iki şairin benzeyen ve ayrılan yönleri üzerine durulacaktır.
Hâkânî-i Şirvânî , Bahrü’l-Ebrâr, Ali Şîr Nevaî , Nesim-ül Huld